|
|
WordReference tam bu tümceyi çeviremiyor ancak her bir kelimeye tıklayarak anlamını görebilirsiniz.
Aradığınız tam cümleyi bulamadık. "thick" için olan girdi aşağıda gösterilmektedir. Ayrıca bakınız: a | bit
WordReference English-Turkish Dictionary © 2025: | Temel Çeviriler |
| thick adj | (deep) | kalın s. |
| | You could see that it was good quality because the glass was thick. |
| | İyi kalite olduğu camın kalın olmasından belli oluyordu. |
| thick adj | (dense) | gür, yoğun, sık s. |
| | She was beautiful with her long, thick hair. |
| | Uzun, gür saçlarıyla çok güzel bir kadındı. |
| Ek Çeviriler |
| thick adj | (broad from side to side) | geniş s. |
| | The trunk of a redwood is extremely thick at the base. |
| thick adj | (liquid: not watery) (içecek) | koyu s. |
| | | yoğun s. |
| | The milkshake was too thick to use a straw. |
| thick adj | (air: sultry) (hava) | boğucu, bunaltıcı s. |
| | The thick air of the South in summertime can be oppressive. |
| thick adj | (fog, darkness: impenetrable) (sis, vb.) | yoğun s. |
| | | kesif s. |
| | The thick fog caused many traffic accidents. |
| thick adj | (pronounced) (aksan, vb.) | belirgin s. |
| | The foreigner had a thick accent. |
| thick adj | colloquial (stupid) (konuşma dili) | kalın kafalı, aptal, salak, geri zekalı s. |
| | The translator was too thick to figure out the instructions. |
| thick with [sth] adj + prep | (full of) | ile kaplı s. |
| | The woods were thick with bushes. |
| thick adv | (in a thick layer) | kalın bir tabaka halinde z. |
| | Spread the jam thick. |
| thick adv | (densely) | yoğun olarak z. |
| | The weeds grow thick on that side of the yard. |
| the thick n | (heart, center) (bir işin, vb.) | tam ortası i. |
| | | en heyecanlı yer i. |
| | Wherever there was trouble, he was in the thick of it. |
WordReference English-Turkish Dictionary © 2025:
|
|